8 Mayıs 2010 Cumartesi

Sevenlerin işleri altına döndü bu gece


Bütün sevenlerin işleri altına döndü bu gece; bütün hasetçilerin canları kördür, sağırdır bu gece.

Tanrı’nın güzellik denizi dalgalanmada, dalgalar gibi salınmada, coşup köpürmede; yoldaki toprak bile onun gelişiyle ambere söndü bu gece.

Daima hoşuz, iyiyiz amma Tanrı’nın lütfuyla biz, başka bir haldeyiz bu gece, o, bambaşka bir halde bu gece.

Yüz çevirme, öylesine bir dosttur ki yanı başındadır senin, baş eğ, çünkü bu baş, ordan * hoş, hordan ** sarhoş.

Mademki geldi de elini tuttu, bu gece el çırpıp, raksa dal ki devlet dalı yemyeşildir, terü tâzedir bu gece.

Andolsun Tanrı’ya, bu gece uyku haram bana, çünkü su kuşuna benziyen can Kevsere daldı bu gece.

Yıldızlar seslendi: Çok aydınlık bu gece. Bu sesi duyunca yıldızlara, elbette dedim ay benimle bu gece.

Yücelik damına çık herkese seslenmek, herkesi çağırmak için; gül devşirilecek gece bu gece, şarap içilecek gece bu gece.

Sevgilimiz sabahadek gönül gibi kucağımızda; eli, sevgiyle boynumuzda bu gece.

Sabahadek Zenciler Rum halkıyla savaşta; sabahadek çalgıcılar, ten ten ten diye ırlamada bu gece.

Sabahadek şarap kadehi dönmede, ihsanlar edilmede; sabahadek gül, süsenle halvette bu gece.

Bu gece vuslat şarabını halkın ileri gidenlerine de sunacağım, geri kalanlarına, bilgisizlerine de; ay yüzlü dilberin pencerede, bize bakıyor, o neşeyle sunacağım şarabı herkese bu gece.

Davut gibi bize de, demir, mum gibi yumuşamada, çünkü sevgili mıhladız, gönül de demirdir bu gece.

Aç gönlün elini, çöz elindeki bağı da aşkın ayağına vursun başını, çünkü kem gözün korkusundan ağlayıp inleyen o zavallı, emin bir bucaktadır bu gece.

Altın gibi sararmış yüzümü boyuna öp ey baht; çünkü kesilip düzelen bu altın, madendedir bu gece.

Hileyle, düzenle yolumuzu kesip duran yok mu? Vur sırtına eşek semerini, öylesine şaşkın, öylesine sersem bu gece.

Zağlı kılıcı, hiçbir işe yaramaz, tahtadan adeta; o upuzun mızrağı da iğneye dönmüş bu gece.

O sarp kalesi örümcek çadırı sanki, altının çukalı, kendinin zırhı, yağ gibi erimiş bu gece.

Sus, çünkü tamah eden, uman, daima peltektir; onunla ne diye bahse girişiyorsun, o peltek bu gece.

Mevlana Celaleddin
(I-XIV-XVI-239-241)

Resim : Hakan Atakan - İstanbul

*   Ateş
** İyilik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder