8 Mayıs 2010 Cumartesi

Âfet nerde diye sordu, Aşkının civarında dedim

 
Kimdir kapıdaki dedi, kul et dedim, kölen olayım senin. Ne işin var dedi, a ay yüzlüm dedim, sana selâm vermek isterim.

Ne vaktedek duracaksın dedi, beni çağırıncayadek dedim. Ne vaktedek coşacaksın dedi, kıyamet kopuncayadek dedim. 

Aşk davasına giriştim, antlar içtim, aşk yüzünden malımı, mülkümü, adımı-sanımı yitirdim diye yeminler ettim. 

Davaya tanık ister hâkim dedi, tanığım gözyaşı dedim, yüzümün sarılığı da davamın doğruluğuna delil. 

Dedi ki: Tanığın tanıklığı makbul değil, gözüne gelince: O, zaten edepli, terbiyeli değil ki, kötülüklere bulanmış biri. Adaletinin yüceliğine andolsun ki dedim, ikisi de adildir, ikisi de suçsuz. 

Gelirken dedi, kimdi yoldaşın? Hayalin dedim, padişahım, hayalin. Peki dedi, kim çağırdı buraya seni? Kadehinin kokusu dedim. 

Ne niyettesin dedi; vefa etmek, dostluk etmek isterim dedim. Benden ne istersin dedi, herkese, her şeye gösterdiğin lütfu isterim dedim. 

Neresi daha güzeldir, neresi daha hoş diye sordu, kayserin köşkü dedim. Ne gördün orada dedi, yüzlerce kerem dedim, yüzlerce lütuf. 

Yol neden bomboş dedi, yolkesenin korkusundan dedim. Kimdir yolkesen dedi, şu kınanma, yerilme dedim. 

Emin yer neresi dedi, zâhitlik, çekinmek dedim. Zâhitlik dediğin nedir dedi, esenlik yolu dedim. 

Âfet nerde diye sordu, aşkının civarında dedim. Orda ne âlemdesin sen dedi, dosdoğruyum dedim. 

Mevlana Celaleddin
(I-XVIII-243) 

Resim : Hakan Atakan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder