13 Mayıs 2010 Perşembe

Bir kişi Leylâ olsa ancak sen olabilirsin, Mecnun'a dönse ancak ben


Akıl çengimden benlik, senlik telini kopar da hemencecik gönül nağmesine koyul, bir benim için çal, bir senin için.

İştiyak birliğinde hepimiz de birleşiriz, bir oluruz; fakat söze başladık mı ben ayrı bir dost olurum sen ayrı bir dost.

Bir mağaraya daldık mı Ahmed'le Abû-Bekr'e döneriz, çünkü ikilik, benim için ayrı bir mağaradır, senin için ayrı bir mağara.

Tikenlik âleminde çok sefer ettik, artık sen, ayağımdan benlik, senlik tikenini çek, çıkar.

A gönül, Mesih'inin gölgesine sığın da sarhoş bir halde yat, uyu; o gitmişti de onun için bende ağlayıp inlemedeyim, sen de.

Ben altına daldım, sense ey baş, secde edip durmadasın; evet, benim de işsiz-güçsüz durmam yaraşmaz, senin de. 

Beni arıyan kişi, senin mahallende aramalı; çünkü bir kişi Leylâ olsa ancak sen olabilirsin, Mecnun'a dönse ancak bana dönebilir. 

Yol kesen hırsızlar tutuldu, kısas çağı geldi, şimdi ona bir darağacı ben kurayım, bir darağacı sen kur.

Sus ki susmak, bana da övünmedir, sana da; söyleyişte, sabretmeyişte, sana da ayıp âr vardır, bana da.

Mevlana Celaleddin
(II-CXLIII-163)

Resim : Hakan Atakan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder