Sevgilim! Beni böyle dostsuz bırakma; benden uzağa gitme; beni yalnız bırakma!
Benim zavallı canım, insafın bulunmadığı bir yerde insaf dilenmeye geldi; beni, insafsız ayrılığa bırakma!
Sen hekimsin; belki zamanın İsa'sısın! Gitme; bizi böyle hasta bırakma!
Sen bana; "Mağara dostumsun!" dedin; beni mağarada böyle yalnız başıma bırakma!
Sana, bir gece ayrılık çok az bir şey görünür ama, o ayrılığı bir de sen bana sor da, benim için çok uzun olan ayrılığa bırakma.
Az da olsa, gönlüme ateş düşürme; az da olsa, onu önemsiz sayma; beni bırakma!
Nefsim, bitti gitti. Fakat, beni bir kerre daha dinle; beni bu sefer bırakma!
Benim zavallı canım, insafın bulunmadığı bir yerde insaf dilenmeye geldi; beni, insafsız ayrılığa bırakma!
Sen hekimsin; belki zamanın İsa'sısın! Gitme; bizi böyle hasta bırakma!
Sen bana; "Mağara dostumsun!" dedin; beni mağarada böyle yalnız başıma bırakma!
Sana, bir gece ayrılık çok az bir şey görünür ama, o ayrılığı bir de sen bana sor da, benim için çok uzun olan ayrılığa bırakma.
Az da olsa, gönlüme ateş düşürme; az da olsa, onu önemsiz sayma; beni bırakma!
Nefsim, bitti gitti. Fakat, beni bir kerre daha dinle; beni bu sefer bırakma!
Mevlana Celaleddin
(Bu çeviri Abdülbaki Gölpınarlı'nın nüshalarında yok, bulamadım, arıyorum)
(Bu çeviri Abdülbaki Gölpınarlı'nın nüshalarında yok, bulamadım, arıyorum)
Resim : Hakan Atakan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder