25 Mart 2012 Pazar

Gidiyorum ben...


Bahçeye, gül bahçesine gidiyorum; sen istersen gelme, gidiyorum ben.

Yüzü olmadıkça günüm kapkara; aydın mumu bulmıya gidiyorum.

Can aşktır bana, önden gidiyor; ben diyor can, bedensiz gidiyorum işte.

Can bahçesinden elma kokusu geliyor bana; sarhoş oldum, elma yemiye gidiyoum.

Bana orda ölümsüz bir yaşayış, ebedi işret var; işret etmiye, yaşamıya gidiyorum.

Her yelle yerimden oynamam; çünkü onun yolunda dağ gibi gidiyorum, demir gibi gidiyorum ben.

Ayrılıktan yenimi-yakamı yırttım; onun peşinden etek gibi gidiyorum ben.

Görünüşte yağım amma gerçekte ateşim; ateşe gidiyorum yağ gibi.

Dağ gibi görünüyorum amma zerre-zerre pencereye doğru gidiyorum ben.

Mevlana Celaleddin
(I
V-XCIII-235)



23 Mart 2012 Cuma

Gel gir içeriye


A kapımızı çalan, evin ışığısın sen; buyur; gönül evi senindir, ev sahibi sensin.

Ev, seninle ışımada, seninle aydınlanmada; gönül de senin yurdun, can da; sen nerdesin? Gel, gir içeriye.

A evlerde, yetişmiş güzel, a adamı deli-divâne eden dilber, a baştan başa güzellik; kimsin sen? Gel gir içeriye.

Mevlana Celaleddin
(I
V-IV-309)